Otizm Spektrum Bozukluğu; belirtileri yaşamın ilk üç yılında ortaya çıkan nörogelişimsel bir bozukluktur. Her coğrafyada ve her sosyoekonomik düzeyde görülebilmektedir. Dünyada otizm spektrum bozukluğunun görülme sıklığı 88’de birdir. Ayrıca, otizm erkek çocuklarındaki yaygınlığı, kızlardan 4 kat fazladır. Otizmin temel belirtileri arasında; başkalarıyla göz teması kurmamak, gözlerin bir yere takılıp kalması, ismi söylendiğinde bakmamak, sözleri tekrarlamak, parmağıyla bile istediği şeyi gösterememek, akranlarının oynadığı oyunlara ilgi göstermemek, sallanmak, çırpınmak, sohbetten hoşlanmamak, dönen nesnelere karşı aşırı ilgi ve takıntılı davranışlar bulunmaktadır.
Farkındalığın ilk adımı otizmin belirtilerini bilmek ve söz konusu belirtiler gözlendiğinde vakit kaybetmeden sağlık kuruluşlarının ilgili birimlerine başvurmaktır. Başta anne babalar olmak üzere, sağlık personellerinin ve öğretmenlerin, beyin gelişiminin en hızlı olduğu erken çocukluk döneminde otizmin farkına varmaları, bireylerin gelişimlerinin desteklenmesi ve toplumsal hayata katılımlarının sağlanması için oldukça önemlidir. Sessiz, içine kapanık, nasılsa konuşur gibi bazı yanlış inanışlar ya da toplum tarafından damgalanma veya ayrımcılığa uğrama kaygıları otizmli çocukların tanı ve tedavisinde gecikmelere yol açabilmektedir.
Sağlık Bakanlığı olarak, çocuğun doğduğu andan itibaren izlemlerinin yapılabildiği birinci basamak sağlık kuruluşlarında çalışan personellerin, çocuk alanında çalışan diğer meslek gruplarının ve anne-babaların farkındalık düzeyinin arttırılmasının erken tanı ve müdahale bakımından önemi göz önüne alınarak Otizm Spektrum Bozukluğu Tarama ve Takip Programı yürütülmektedir. Bu programla Çocuk ve Ergen Psikiyatri Uzmanları tarafından aile hekimlerine ve aile sağlığı çalışanlarına eğitim verilmesinin ardından birinci basamak sağlık kuruluşlarında çocukların otizm risk faktörleri bakımından taranması ve riskli bulunan çocukların 2./3. Basamak sağlık kuruluşlarının ilgili birimlerine yönlendirilmesi sağlanarak tarama-tanılama, tedavi ve rehabilitasyon zincirinin yurt geneline yaygınlaştırılması hedeflenmektedir.
Birleşmiş Milletler tarafından 2008 yılında 2 Nisan “Dünya Otizm Farkındalık Günü” (2 April World Autism Awareness Day) olarak kabul edilmiş olup tüm dünya ile birlikte ülkemizde, 2 Nisan günü başlayan ve Nisan ayı boyunca devam eden farkındalık etkinlikleri ile erken tanı, tedavi ve eğitim hizmetlerine erişimin önemi vurgulanmaktadır. Unutulmamalıdır ki Otizm, ne kadar erken yaşta tanınır ve uygun bir şekilde yönlendirilirse, tedavisinde o kadar olumlu sonuçlar alınan bir bozukluktur. Erken tanı sonrası en etkili tedavi, erken dönemde başlanan yoğun, kesintisiz ve nitelikli özel eğitimdir.